4 Ağustos 2015 Salı

5 Kozmik Hikâye

Çizgili-çizgisiz
5 Kozmik Hikâye
~~~~
 Benzersiz Çözüm (Sole Solution), 
Eric Frank Russell / “Fantastic Universe”, Nisan.1956
 Son Soru (Last Question), 
Isaac Asimov / “Science Fiction Quarterly”, Kasım.1956
 Büyük bir Karanlık Gelecek (There Shall Come a Great Darkness), 
Bob Toomey & Alfredo Alcala / “Creepy”, Temmuz.1978
 Tanrı’nın Dokuz Milyar Adı (The Nine Billion Names of God), 
Arthur C. Clarke / “Star Science Fiction Stories No.1", Şubat.1953
 Son (The End), 
Shel Silverstein / “Playboy”, Aralık.1970

Felsefenin başlangıcı kadar eski temel düşünsel sorunlardan en temeli hakkında yazmak, çizmek pek kolay iş değildir, genellikle inanç faktörüyle karşı karşıya gelinir. Bunun paralelinde ise konu esas olarak çok boyutlu bir bilimsel çalışma alanıdır da.

Geçtiğimiz yüzyılda bu konu üzerine yazan-çizen önemli isimlerden alternatif yaklaşımlar sahneleyen, 5 güzel hikâyeyi seçerek bu dergi çalışmasını yaptım. Çevirilerin biri hariç hepsi benimdir. Russell'ın, Toomey & Alcala'nın ve Silverstein'in eserleri türkçeye aktarılmamıştı bildiğim kadarıyla. Asimov ve Clarke'ın hikâyeleri ise birer bilimkurgu derlemesinde yer almışlardı. Asimov'unki o çeviri. Clarke'ın etkileyici yapıtını ise ilk olarak X-Bilinmeyen adlı BK dergisinin Haziran 1981 sayısında okumuş idim. Bugün itibarıyla hikâyenin orijinal metni ile bu çeviriyi karşılaştırma gereği hissettirecek çok şey bulduğumu söyleyeyim. Açıkçası, eserin dejenere edildiği söz konusu (çevirmeni bile belli olmayan) çeviriyi sizlerle paylaşmayı saygısızlık olarak gördüğüm için kendim yeniden çalıştım. "Büyük bir Karanlık Gelecek" adlı ismi gibi karanlık bir mizah da içeren rahatsız edici çizgihikâye ise Creepy kaynaklı olmakla birlikte, bizim Korku'larda yayınlanmadığını zannediyorum.
Böylece uzun bir aradan sonra minik 'dergicilik' uğraşımıza farklı bir bakış ile beraber dönmüş olduk. Umarım beğenirsiniz. :)

4 yorum:

  1. "Sadece çal"

    Çalmak deyince aklıma doğrudan Casablanka filmi geldi. Hikayenin sonunda buna bir gönderme yapılsa çok daha hoşuma giderdi.

    “Bir daha çal, Sam. Eski günlerin hatırı için…Onu çal Sam. Hadi… ‘As time goes by’ı çal.”

    İki ucu pis ( :) ) değnek tarif edilebilecek bir konu. Ne yana eğilsen, diğer taraftan darbe alabilirsin. O yüzden inşallah konuya objektif yaklaşılır. Ben şahsen çok beğendim. Farklı bakabilmenin, farklı anlatabilmenin güzel bir yöntemini öğrenmiş oldum. Emeklerine sağlık SToktan. Sağolasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, "Play again Gabriel, but this time, play me some blues!" :D

      Çal denince Casablanca'yı yâd etmek bir takıntı hâlini almıştı bir zamanlar bende. Cebrail'den bu bağlamda "As time goes by"ı istemesi de fazla şaşırtıcı olmazdı hani... :)
      Zor bir konu gerçekten ve ustalar da zorlarken aynı zamanda ölçülü olmayı bilecek ustalar tabi. Ama yine de dediğin gibi, önce okuyucunun konuya objektif yaklaşabilmesi lâzım. Aksi taktirde zaten ustalar ne yapsa boş... Varoluşu subjektif endişelerle tariflemeye kalkmak, onun tartışılmazlığını da beraberinde getiriyor hep örnekleriyle gördüğümüz gibi. Farklı bakışların keyfini çıkarabilmek lâzım.

      Sil
  2. Asimov'un "Fıkra Anlatıcısı" ve "Kozmik Kuluçka Makinesi" adlı öyküleri de şahane gidermiş bu seçkiye. Tabii bi yerde sınırlamak gerekiyor. Son öykü baya güzel geldi.:) Ellerine, gözlerine sağlık, Abi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asimov'un felsefî hikayeleri çoktur hakikaten. Ben çok gözüme çarpanları ele almıştım tabi. Shel Silverstein ilginç bir sanatçıdır zaten. Hippiler üzerine nefis illüstrasyonlarıyla bezediği bir dizisini çevirecektim. ama Amerikan 'narkotik argosu' fazla zorlayınca sürdürememiştim. Üstad daha sonraları harika çocuk kitapları yazıp çizdi. Bizde de biri yayınlanmıştı.

      Sil